Her geçen gün hayattan beklentilerimiz değişkenlik gösteriyor. Kimileri küçük şeylerle mutlu olabilirken, kimi insanları da mutlu etmek mümkün olmuyor,olamıyor bu hayatta. Allah her dağa büyüklüğüne göre duman verir derler, bizde bazı şeylere sabredip mutlu olsak ya da olmasak da bir şekilde yolumuza devam ediyoruz dünya misafirhanesinde.
Hülasa-i kelam yaşadığımız hayatın biraz dışına çıkıp, hiçbirşey düşünmeden bir hafta sonu geçirmek için Yedigöllere gitmeye karar verdik. Verdik vermesine de ,aksilikler yolda benzincide durmamızla başladı. Ahh Mehmet abi o benzinciyle kalibrasyon muhabbetine girmeyecektin! Gebze'den başlayan yolculuğumuz 4. saatte Bolu'ya varmamızla garip bir hal aldı. Yedigöller tabelasını bulduk bulmasına da sonrasında ne bir iz ne bir tabela var doğru yola girene kadar. Bolu milletide bir acayip, herkes farkı bir yön tarif ediyor.(herhalde dalga geçtiler bizle). 5. Saat sonunda Yedigöllere vardık. Kamp alanında sadece 1 çadır vardı biz gittiğimizde o çadırla komşu olduk ve olaylar gelişti.... Gece çadırı olmadan gelenler, ormanda bulduğumuz toplu haldeki odunları yakmamızdan dolayı hırsız muamelesi görmemiz, gece açılan müzikle dörtbir taraftan milletin gelip horona girmesi, karşı taraftaki insanlarla gecenin bir vakti şarkı söyleyerek atışmalar....
Daha fazla sıkmadan işte arda kalanlar :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder